Charles Chaplin, bir kadın düşkünü şehir adamını canlandırıyor. Bir kızıyla (Mabel Normand) yaşadığı bir kavgadan sonra, Tillie (Marie Dressler) ile kırsalda karşılaşıyor. Tillie’nin babasının (Mack Swain) işçileri için çok büyük bir parası olduğunu gören adam, onunla kaçmasını sağlıyor. Şehirde, daha önce görüştüğü kadınla karşılaşıyor ve Tillie’nin parasını çalmak için karmaşayı aşmaya çalışıyor. Bir restoranda Tillie’yi sarhoş ediyor ve onun cüzdanını tutmasını istiyor. Sarhoş olduğu için kabul ediyor ve o da eski kız arkadaşıyla birlikte parayı çalarak kaçıyor.
O gün daha sonra, bir sinemada “Bir Hırsızın Kaderi” adlı bir Keystone filmi izliyorlar (bu, ironik olarak, Keystone’un üretmediği bir melodram türü bir film). İkisi de suçluluk hissediyor ve sinemadan çıkıyor. Bir park bankında otururken, bir gazete çocuk (Gordon Griffith) ondan bir gazete almasını istiyor. Gazeteyi alıyor ve Tillie’nin zengin bir milyoner olan Amca Banks’in (Charles Bennett) dağcılık gezisinde öldüğüne dair haberi okuyor. Tillie, üç milyon dolarlık mirasın tek varisi oluyor. Adam, kız arkadaşını park bankında bırakıp restorana koşuyor. Tillie, kendini desteklemek için çalışmak zorunda kaldığı için eve dönmekten utandığı için orada çalışıyor. Onun geri dönmesini istiyor ve ilk başta şüpheli olsa da, onun gerçekten onu sevdiğine inanıyor ve evleniyorlar. Amca’nın malikanesine taşınıyorlar ve büyük bir parti veriyorlar, ancak olaylar kötüye gidiyor. Tillie, kocasını eski kız arkadaşıyla birlikte buluyor ve onu eve gizlice sokarak bir hizmetçi olarak çalıştırıyor.
Amca, bir dağ zirvesinde hayatta bulunuyor. Gerçekten hayatta olduğu için geri dönüyor ve Tillie’nin evi için verdiği zararın bedelini ödemesi gerektiğini söylüyor. Üçü, polisten kaçıyor ve bir rıhtıma kadar koşuyorlar; bir araba, Tillie’yi suya itiyor. O, kurtarılmayı umarak çırpınıyor. Sonunda güvenli bir şekilde kurtarılıyor ve hem Tillie hem de adamın kız arkadaşı, onun için çok iyi insanlar olduklarını anlıyorlar. Adam gider ve iki kız arkadaş oluyor.
