Ferris Bueller’s Day Off Film Özeti
Chicago’nun bir banliyösünde sıcak ve güneşli bir ilkbahar gününde, lise son sınıf öğrencisi Ferris Bueller okula gitmemek için hasta numarası yapar. Ailesi Katie ve Tom onun hasta olduğuna inanır; ancak kız kardeşi Jeanie buna inanmaz. Ferris’in o dönem dokuzuncu kez okula gitmediğini öğrenen okulun müdürü Edward Rooney, Ferris’in sürekli devamsızlığını ortaya çıkarmaya kararlıdır; Ferris, okula düzenli devam ediyormuş gibi görünmesi için okulun bilgisayar sistemine sızarak yoklama kayıtlarını değiştirmiştir.
Ferris, hastalık hastası olan en iyi arkadaşı Cameron Frye’yi, Ferris’in kız arkadaşı Sloane Peterson’ın okula gelmemesi için yardımcı olmaya ikna eder ve Sloane’un büyükannesinin öldüğünü söyleyerek Sloane’un okuldan izin almasını sağlar. Cameron, Sloane’un babası rolüne girerek okulu arar. Sloane’un Ferris ile çıktığını bilen Rooney şüphelenir. Ferris de Cameron’ın telefon görüşmesi sırasında okulu arayarak kendi devamsızlığını doğrular ve Rooney’i kandırır. Sloane’un babasının onu okuldan aldığını göstermek için Ferris, Cameron’ın babasının gözbebeği olan 1961 model Ferrari 250 GT California Spyder’ı ödünç alır. Babasının öfkesinden korkan Cameron, Ferris’in arabayı Chicago’da bir günlük gezintiye çıkarmasına üzülür. Ferris, arabanın orijinal kilometre sayacını koruyarak aynı şekilde geri getireceklerine söz verir.
Ferris, Cameron ve Sloane, arabayı iki otopark görevlisine bırakırlar; görevliler hemen uzun bir gezintiye çıkar. Üçlü, lüks bir restoranda öğle yemeği yer, Chicago Sanat Enstitüsü’nü ziyaret eder, bir Chicago Cubs beyzbol maçına gider ve Von Steuben Günü geçit törenine katılır; Ferris bir geçit töreni arabasına atlayarak Wayne Newton’un “Danke Schoen” ve The Beatles’ın “Twist and Shout” şarkılarına eşlik eder.
Bu sırada Rooney, Ferris’i yakalamak için Bueller ailesinin evinde dolanır ve birkaç sakarlığa kurban gider. Jeanie dersten kaçarak eve gelir ve Ferris ile yüzleşmek ister; ancak Rooney ile karşılaşır. Onun haline şaşıran Jeanie, Rooney’i bayıltır ve polisi arar. Rooney kendine gelir ve evden ayrılır. Polisler, Jeanie’nin polisi arayarak şaka yaptığını düşünerek onu tutuklar. Gözaltındayken başka bir gençle tanışır ve bu genç ona Ferris’in yaptıklarını daha az kafaya takması, kendi hayatıyla daha çok ilgilenmesi gerektiğini söyler.
Ferris ve Cameron, arabayı alıp eve dönerken kilometre sayacının önemli ölçüde arttığını fark eder. Cameron, şoktan yarı baygın hale gelir, ancak havuza düştükten sonra kendine gelir. Cameron’ın evinde, Ferris arabayı kaldırarak geri vitese alıp kilometre sayacını geri almaya çalışır; ancak bu yöntem işe yaramaz ve Cameron, otoriter babasına duyduğu öfkeyle arabayı parçalar. Ferris suçu üstlenmeyi teklif eder, ancak Cameron gerçeği babasına anlatmaya karar verir.
Ferris, Sloane’u evine bıraktıktan sonra anne ve babasının yakında eve döneceğini hatırlar. Mahallede hızla koşmaya başlar; ancak Jeanie ve Katie’nin eve dönüş yolunda olduğu arabaya neredeyse çarpılır. Katie, Ferris’i fark etmez; ancak Jeanie eder. Ferris eve onlardan önce varır, ancak Rooney içeri girmeden önce ona engel olur. İkisini camdan gören Jeanie fikrini değiştirir ve Ferris’in içeri girmesine izin verir. Ferris’in hasta olduğu için hastanede olduğunu iddia eder ve Rooney’nin daha önce mutfakta düşürdüğü cüzdanını gösterir, ardından cüzdanı yakındaki bir su birikintisine atar ve ailenin Rottweiler cinsi köpeğini uyandıracak şekilde kapıyı kapatır. Rooney evi terk ederken Ferris hızla yatağına dönerek ailesinin gelişini bekler. Ailesi onu yatakta bulur ve tüm gün evde olduğuna inanırlar.
Kapanış jeneriği sırasında, utanç içinde, bitkin ve yaralı olan Rooney, öğrencilerle dolu bir okul otobüsünde yolculuk etmeyi gönülsüzce kabul eder. Yanına oturan bir kız ona cebindeki bir jelibon şekerleme teklif eder, ancak Rooney onu tiksinerek reddeder. Bir başka öğrencinin defterinde “SAVE FERRIS” (Ferris’i Kurtarın) yazısını görüp sinirli bir şekilde kameraya bakar ve otobüs uzaklaşır. Jenerik sonrası sahnede Ferris kameraya bakarak izleyicilere, “Hâlâ buradasınız? Bitti! Gidin artık!” der.
