Die Hard with a Vengeance Film Özeti
New York City’deki Bonwit Teller adlı mağaza, sabah işe gidiş saatinde bir bomba tarafından havaya uçurulur. Kendini “Simon” olarak tanıtan bir adam, New York Polis Departmanını (NYPD) arayarak sorumluluğu üstlenir. Taleplerini “Simon Says” oyunu şeklinde ileterek başka bir bomba patlatmakla tehdit eder ve Teğmen John McClane’in, üzerinde kışkırtıcı bir yazı olan bir pankart taşıyarak Harlem’e gönderilmesini ister. NYPD isteğe uyar ve McClane’i Harlem’e gönderir, burada elektrikçi ve dükkân sahibi Zeus Carver ile karşılaşır. McClane durumu ona açıklar; bu sırada bir grup çete üyesi de McClane’in tabelası yüzünden ona saldırmaya hazırlanır. Carver araya girer ve McClane’i kurtarır, ardından ikisi birlikte bir taksiyle kaçar.
İkili, 1 Police Plaza’ya varır ve Simon, onları başka bir zamanlı göreve uymaya zorlar; aksi takdirde daha fazla bomba patlatacağını söyler. McClane, Wall Street istasyonuna doğru giden 3 numaralı trene biner ve Simon’un oraya koyduğu bombayı etkisiz hale getirmeye çalışır. Carver, McClane bombayı bulmadan önce istasyona ulaşır ve bombayı raylara fırlatır; bomba tam o anda patlar. McClane ve Carver NYPD ile buluşur ve FBI ile CIA ajanları da olaya dahil olur. Ajanlar, “Peter Krieg” olarak tanıdıkları Simon’un aslında eski bir Ulusal Halk Ordusu subayı ve paralı asker olduğunu, gerçek adının ise Hans Gruber’in kardeşi Simon Peter Gruber olduğunu açıklar.
Simon, NYPD’yi yeniden arar ve şehirdeki ilkokullardan birine patlayıcı yerleştirdiğini, bunun ders bitiminde patlayacak şekilde ayarlandığını ve güvenlik güçlerinin kullandığı radyo frekansları ile tetiklenebileceğini bildirir. McClane ve Carver’dan başka bir zamanlı görevi çözmelerini ister ve herhangi bir tahliye girişiminde bulunulursa bombayı patlatacağını söyler. İkili Simon’un bir sonraki görevini tamamlarken, NYPD şehirdeki tüm ilkokulları aramaya başlar. McClane, Simon’un NYPD’yi okulu olmayan Wall Street’ten uzaklaştırmaya çalıştığını fark eder ve New York Federal Rezerv Bankası’na gider. Bankanın kasasından 140 milyar dolar değerindeki altın külçelerinin Simon’un adamları tarafından kamyonlara yüklenerek çalındığını keşfeder. Kamyonları inşaat halindeki New York City Su Tüneli No. 3’e kadar takip ederken Carver, Simon’un görevlerine devam eder.
Simon, bir tüneli su basması için havuz duvarını patlatır; ancak McClane kaçar ve Carver ile yeniden bir araya gelir. Simon’un adamlarıyla girdikleri araba kovalamacasından sağ kurtulurlar ve adamların yanlarında tam olarak köprü geçiş ücreti kadar para taşıdıklarını fark ederler. İkili, Long Island Sound’da demirleyen bir tankere gizlice biner; ancak Simon’un adamları tarafından yakalanır ve bir bombanın yanına bağlanır. Simon, okul tehditinin sahte olduğunu açıklar ve tankerin içindeki külçeleri yok ederek Batı dünyasının ekonomisini sarsmayı planladığını iddia eden bir mesaj yayınlar. Simon ayrıldıktan sonra Carver ve McClane bağlarını çözer ve bombanın patlamasından hemen önce tankerden kaçarlar. NYPD tarafından sorguya çekilirken McClane, Simon’un çaldığı altınların tanker içinde olmadığını fark eder; Simon’un aslında altınları kendisi için saklamayı planladığını anlar.
McClane, ayrıldığı eşi Holly’yi aramak üzereyken tankerde Simon’un kendisine verdiği aspirin şişesinin Quebec’teki bir kamyon durağından satın alındığını görür. Bu bilgiyi NYPD’ye iletir ve Carver ile birlikte, Simon ve adamlarının altın külçelerini yeniden dağıtıp kaçış planı yaptıkları kamyon durağı yakınlarındaki bir depoya doğru hareket eder. Simon’un adamları kısa sürede güvenlik güçleri tarafından yakalanır; ancak Simon ve sevgilisi Katya bir helikopterle kaçmaya çalışırken McClane’e saldırırlar. McClane, bir elektrik hattına ateş eder; hat koparak helikopterin üzerine düşer ve helikopterin düşüp patlamasına neden olur, Simon ve Katya ölür. Zaferlerini kutlarken Carver, McClane’i Holly’yi tekrar aramaya ikna eder.